16 Mayıs 2018 Çarşamba

Kuru El Yufkasından Çıtır Tava Böreği

Kuru El Yufkasından Çıtır Tava Böreği

"Hoş geldin Ramazan-ı Şerif!
Ne mutlu ki, Rab'bim bizi yine sana, seni yine bize ulaştırdı. Şükürler olsun!
Allah'ım bizi bu Ramazan kötülüklerden uzaklaştırsın, iyiliklere daha da yaklaştırsın.
Ruhlarımızı her türlü vesveseden arındırsın.
Kalplerimizde huzur tesis edecek işler yapmayı bize nasip eylesin.
Amin!.."

...diyerek başlamak istedim. Ramazan ayı benim için her zaman özel bir zaman dilimi olmuştur. Bazı özel nedenlerle oruç tutamadığım veya çok sade sofralarda, sessiz sedasız oruç açtığım  ramazanlarda bile, bu hep böyle oldu. Çünkü öyle gördüm. Öyle de kalmasını istiyorum.

Ramazan deyince akla gelen mutfak ürünlerinden biri de, kuru el yufkası. Siz nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum, ama ben annemden öğrensiğim gibi tavada yapıyorum. Arasına ister peynirli harç, ister koymalı harç koyun çok güzel oluyor. Bizim daha çok sahur sofrasına yakıştırdığımız böreğin arasına maydanozla karışık hafif eriyen türde köy peyniri koyuyoruz. Malzemesi çok kolay olan, zaman almayan, hafif ve çıtır çıtır oluyor. Biz bayılıyoruz.

Günün bu saatinde bunları anlatırken midem kazındı. Hadi artık tarife geçelim...

Kuru El Yufkasından Çıtır Tava Böreği

Malzemeler:
8-10 kuru el yufkası
Yufkaları ıslatmak için bir kabın içinde soğuk su
Kızartmak için sıvı yağ
Peynirli börek harcı (İçine beyaz peynir ve eriyen bir çeşit peynir ve maydanoz yanında bir çay kaşığı kadar kara biber koyabilirsniz. Karabinber isteğe bağlıdır.)

Yapılışı:
30 cm kadar çaplı yapıştırmayan tavanızı iki yemek kaşığı sıvıyağla yağlayın ve kısık ateşin üzerine alın. Bir yufkayı 5+6 parçaya bölerek, hazırladığınız soğuk suyun içine daldırın. Tamamen ıslanan yufkaların üzerindeki suları silkeyerek, fazla yumuşamasına izin vermeden tavanıza döşeyin. Bir taraf kızarınca, altına geçireceğiniz bir spatula yardımıyla alt üst edin. Tavaya iki yemek kaşığı sıvıyağ ekleyerek tavanın tabanına tamamen yayılmasını sağlayın.

İlk yufkanın ikinci tarafı da kızarırken, harcınızdan az bir miktar alarak tavadaki kızarmış yüzeye yayın. İkinci yufkayı da ilkiyle aynı işlemden geçirerek harcın üzerine dizin. Hafif yağlanmış düz bir tabak yardımıyla alt üst edin. Her aşamada tavayı yağlamayı ve yufkaların arasına harç koymayı unutmayın. Yufkalarınız ve harcınız bittiğinde, böreğiniz son tabanı da kızardığında, böreğiniz hazırdır.

İşte size farklı, bir o kadar da güzel bir börek!

Hepinize hayırlı Ramazan'lar dilerim.

Allah tüm ibadetlerinizi, hayır dualarınızı ve iyi niyetlerinizi kabul etsin.


10 Mayıs 2018 Perşembe

Çilekli Dondurma

Çilekli Dondurma
Malzemeler:
500 gr çilek (ayıklanmış, yıkanmış ve doğranmış)
Bir su bardağı toz şeker
3 yumurta akı
2 su bardağı su

Yapılışı:
Çilekleri iyice ezerek süzgeçten geçirin. Süzgeçte kalan posanın üzerine 2 su bardağı suyu dökerek, posayı tekrar süzün.

Yumurta aklarıyla şekeri iyice ovun. İki karışımı birbirine katarak, şeker eriyinceye kadar karıştırın. Buzluk kaplarına alarak buzluğa koyun. Önce kenarları donmaya başlayacaktır.

Tamamen donmasına izin vermeden, kenarlar karlaştıkça karıştırın. Tamamen karlaşıp, dondurma kıvamına gelince yenmeye hazırdır.

İster külahta, ister dondurma kaselerinde süsleyerek servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Not: Bu tarifi, vişne, kavun, kayısı, şeftali, kiivi, orman meyveleri gibi, ezilmeye müsait diğer bütün meyvelerle yapabilirsiniz.
Diğer yandan mutfak makinası kullanıyorsanız, dondurma aparatıyla çok daha  iyi sonuç alabilirsiniz.

8 Mayıs 2018 Salı

Tavada Kolay Lahmacun (6 kişilik)

Tavada Kolay Lahmacun (6 kişilik)

Amerika'ya ilk gittiğim yıl bildiğim, özlediğim ne kadar Türk yemeği varsa yapıyor, misafirlerime de ikram ediyordum. İlk evimizin çeşit çeşit ağaçlarla çevrili, havuzlu geniş arka bahçesi, kalabalık aile ve arkadaş toplantılarımıza güzel bir ortam sağlıyordu. Böylece vatanımla aramdaki  mekansal olarak ayrılan bağı, yemeklerle ve bundan çok memnun olan Türk arkadaşlarımla tekrar tekrar kurmuş oluyordum. İlk çocuğum, Emine'm henüz doğmamıştı ve ben buna yeterince zaman bulabiliyordum.  Özlemimi gidermek için deli gibi yemek yapıyordum. Yeterince memleket havası sunmuş olacağım ki, yakın arkadaşımız, can dostumuz Nihal, "Ben size geldiğim zaman kendimi Türkiye'de gibi hissediyorum." diyordu. Uzun zamandır Amerika'da yaşayan, özyurduna, ailesine hasret duyan başka birine bunu hissettirmenin verdiği şaşkınlık ve mutluluk o an bende birbirine karışıyordu.

Menüm zengindi. Zeytinyağlı sarmalar, barbunya pilakiler, su börekleri, burmalı börekler, laz börekleri, salataler ve tabii lahmacun! O güzen kadar hiç lahmacun pişirmemiş olan ve nasıl pişireceğini de bilmeyen ben, lahmacunla ilgili aklımda kalan bir cümleyle birlikte bir gün kolları sıvayıp lahmacun yapmaya karar verdim. Yıllar önce ünlü bir lahmacuncuda çalışmaya başlayan komşumuzun oğlu şöyle demişti: "Lahmacunun üzerindeki harcın üçte biri kıyma, üçte biri iç yağı, üçte biri de soğan." Demek ki, ilk püf noktası, lahmacuna lezzet veren şey bu.

Ana malzeme bu olmakla birlikte, ince doğranmış domates, yeşil ve kırmızı biber, sarımsak ve maydanoz da lahmacunu lezzetlendirmek için konulabilecek malzemeler. Ben şahsen biberi varsa kulanıyorum, yoksa da hiç sorun değil. Onun yerine bir miktar biber salçası kullanıyorum.

Bundan sonra artık tarifime geçebilirim.

Malzemeler:
Hamuru İçin:
2 su bardağı ılık su
4,5 su bardağı un
Bir tatlı kaşığı maya
Bir yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz
Harcı İçin:
Yarım kg yağlı kıyma
2 orta boy ince doğranmış soğan
Bir ince doğranmış yeşil biber (isteğe bağlı)
Bir ince doğranmış kırmızı biber (isteğe bağlı)
Bir ince doğranmış domates (isteğe bağlı)
Bir ince doğranmış demet maydanoz
2 dik ezilip doğranmış sarımsak
Tuz

Yapılışı:
Hamur için unu havuz gibi açın. Unun üzerine tuzu serpin. Havuzun içine mayayı ve ılı suuyu koyup elinizle karıştırın. Beş dk. kadar bekleyin. Suyun üzerine kabarcıklar çıkmaya başlayınca, sıvıyağı da ekleyip, yavaş yavaş yoğurun. Elde ettiğiniz yumuşak hamuru sıcak ortamda bir saat kadar mayalanmaya bırakın.

Diğer yandan Kıymalı harç için gereken malzemeleri yoğurun. Hamurunuz hazır olduğunda, açtığınızda kullanacağınız tavaya uygun büyüklükte ve ince açabileceğiniz bezeler elde edin. Merdane ile açarken yapışmaması için tezgahınızı ve hamuru unlamayı unutmayın.

Tavanızı düşük ısıda ocağa alın. Hamuru fazla ununda arındırmak için silkeleyin. Tekrar tezgaha alarak, elinize aldığınız bir avuç kadar kıyma harcını, hamurun yüzeyine yayın. İki elinizin ters yüzünü kullanarak, parçalamadan ve harcı dağıtmadan tavaya yerleştirin. Üzerine bir kapak kapatarak pişirin. Lahmacunların altının yanmamasına dikkat edin.

Pişen lahmacunları üst üste, yine kapaklı başka bir kaba alın. Böylece hem sıcak, hem de yumuşak kalmalarını sağlayın. Sumaklı soğan, maydanoz ve eşliğinde servis yapın.

Afiyet bal şeker olsun.



Tandır Pilavı

Tandır Pilavı

Malzemeler:
Yarım su bardağı pilavlık bulgur
Yarım su bardağı pilavlık pirinç
1,5 su bardağu kemik suyu
Bir orta boy kuru soğan (yemeklik, ince doğranmış)
Bir orta boy havuç (soyulmuş, yemeklik, ince doğranmış)
Bir yemek kaşığı tereyağ
bir yemek kaşığı zeytinyağı
Bir çay kaşığı karabiber
Bir çay kaşığı zerdeçal (isteğe bağlı)
Tuz

Yapılışı:
Pirinci yıkayıp süzün ve en az yarım saat önceden tuzlu suyda bekleterek nişastasını salmasını sağlayın. Tekrar süzün ve tel süzgeçteyken bir kez daha yıkayın. Bulguru da sudan geçirip süzün.

Yağları tencereye alıp ocağa koyun. Tereyağ eriyince soğan ve havuçları koyup hafif kavurun. Pirinç, bulgur ve tuzu ekleyerek karışıncaya kadar tahta kaşıkla bir iki döndürün.

Kemik suyu, karabiber ve zerdeçalı ekleyerek tekrar karıştırın. Kapak kapalı olarak çok kısık ateşte pişmeye bırakın. Pilav suyunu çekince ateşten alın ve sofra bezine sararak demlenmeye bırakın.

Et yemeklerinin yanında sunabileceğiniz pilavınız hazırdır.

Afiyet olsun.


7 Mayıs 2018 Pazartesi

Kolay Su Böreği


Kolay Su Böreği

Su böreği yapmak oldukça zahmetli ve zaman alıcı bir iş. Hamuru açmak, haşlamak, sıcak sudan soğuk suya taşımak, döşemek...Hepsi maharet istiyor. Ayrıca ne kadar temiz çalışmak isteseniz de, yerlerinizin bir miktar, ocağınız ve tezgahınızın tamamen batmasını göze almak zorundasınız.

Diğer yandan yapan için zahmetli olduğu kadar, yiyen tarafından bir o kadar sevilen bir börek çeşidi. Siz de "Çok severim ama bu kadar zahmete katlanmak istemiyorum." diyorsanız, size el yufkasıdan yapabileceğiniz, orijinal su böreğine yakın lezzette bir börek tarifi öneriyorum. İster peynirli, ister kıymalı, isterseniz ıspanaklı olarak yapabilirsiniz.

Hepinize çok mutlu, güzel bir hafta dilerim.

Kalın sağlıcakla...

Malzemeler:
5 adet el yufkası
5 yumurta
Bir su bardağı erimiş tereyağ
Bir fincan süt
Bir su bardağı su
İçi için bir kalıp beyaz peynir ve bir demet doğranmış maydanoz yaprağı
Tepsiyi yağlamaya yetecek kadar az miktarda ayrıca tereyağı

Yapılışı:
Beş adet yumurtayı tamamen karışıp koyu krema kıvamına gelinceye kadar iyice çırpın. Erimiş tereyağ, su ve sütü ekleyerek birbirinin içinde tamamen kayboluncaya kadar karıştırın.

Fırınınızı 200°C'ye ayarlayarak ısınmaya bırakın. Kullanacağınız fırın tepsisini tereyağıyla yağlayın. Yufkaların birini tepsiye yayıp kenarlardan sarkıtın. Hazırladığınız sıvı harçtan iki kaşık kadar yufkanın tabanına gezdirin.

İkinci yufkayı  büzüştürerek tamamen tabana yerleştirin. Tekrar sıvı harçtan gezdirin. Aynı zamanda maydanoz ve peynirle hazırladığınız harcın yarısını bunun üzerine yayın. Diğer iki yufkayı aynı şekilde büzerek ve aralarına sıvı karışımdan gezdirerek tepsiye yerleştirin.

Kalan iç harcı bu katta kullanın. Son yufkayı da bunun üzerine büzüştürerek yerleştirdikten sonra, kalan sıvı harçtan üzerine bir miktar gezdirin.

Son olarak tepsinin kenarlarından sarkan yufaları içeriye katlayarak böreğin üzerini kapatın. Kalan sıvının tamamını üzerinde gezdirerek, bıçakla birkaç delik açıp, sıcak fırına sürün.

Altı ve üstü nar gibi kızarıncaya kadar pişirin. Çıkarıp ılımaya bırakın. Ilık olarak servis yapın.

Afiyet bal şeker olsun!


2 Mayıs 2018 Çarşamba

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli


Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Hafta sonları yapılan kısa şehir dışı turlarını çok severim. Çocuklar küçükken bunu gözüm pek kesmediğinden, bu seneye kadar bunu yapmayı ertelemiştik. Aman onların düzenleri bozulmasın...aman derslerinden, ödevlerinden geri kalmasınlar...derken, bu güne geldik. Benim titizliğim, sürekli görevlerin, yapılması gerekenlerin etrafında kurulan ve isteklerin ertelendiği bir yaşam tarzı artık bana bile sıkıcı olmaya başlayınca, bu kısır döngüden çıkmaya, çocukları da çıkarmaya karar verdim. Kardeşim Mustafa'nın ziyaretimize gelmesi de birlikte gezmek için iyi bir bahane oldu. 23 Nisan tatilinin hafta sonu tatiliyle birleşmesinden de yararlanarak hareket ettik.

Nereye gideceğimizi çok düşünmeye gerek de kalmadı. Bir kaç hafta önce, tanıdıklarımın ve yakınlarımın, hemen hemen aynı tarihlerde Cumalıkızık gezisi resimlerini art arda instagramda paylaştıklarını görünce, ben de en yakın zamanda görmek istemiştim. Hedefimiz bu oldu. Ama ben aynı zamanda İznik'i de merak ediyordum. Böylece İznik de yolumuzun üzerine alarak neredeyse öğlen olmak üzereyken yola koyulduk.

Karamürsel'e kadar sahil şeridini izleyerek devam ettik. Sağımızda Marmara Denizi, körfezden uzaklaştıkça genişleyen o güzelim maviliğini, solumuzda kalan yoğun bitki örtüsüyse, baharla birlikte oluşan taptaze yeşilliğini gözlerimizin önüne seriyordu.

Karamürsel'e gelince içeriye doğru tırmanışa geçtik. Yükseldikçe manzara daha da güzelleşti. Kocaeli sınırları içerisinde kalan, daha önce adlarını sıkça duyduğum Hisareyn ve Kızderbent'i ilk kez gördük. Dağların ardına gizlenmiş birer yarı cennet gibi hala bozulmamış köyleri ve tarım arazilerini görmek hepimizin içini açtı. Yol boyunca etrafta beliren çiçek tarlalarının sunduğu şölen, bizi mest etmeye devam etti.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Yolun çatallaştığı bir iki yerde nereden girmemiz gerektiğinde tereddüt etsek de, nihayet kaybolmadan İznik'e indik. Ama inmeden önce yeni işlenmiş, hala bakım gören tarım arazilerinin içinde kalan yamaçların birinde durup İznik Gölü'nün eşsiz güzelliğini izlemeyi ve birbirimize "Ne kadar güzel! Bayıldım!" demeyi de ihmal etmedik. Bu sözleri, tüm yolculuğumuz boyunca pek çok kez dile getirdik. Su, toprak ve ateş (o gün güneş de çok cömertti) birlikteliklerinden mutlu mesut, bilgeliklerinden dem vuruyorlar, adeta unuttuğumuz güzel duyguları biz fanilere tekrar hatırlatıyorlardı. Toprak ana her zamanki cömetrliğiyle, bu uyumlu beraberliğin meyvesi olan sonsuz bereketini adeta göğsünden dışarı fışkırtıyordu.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Başlangıcı yüzyıllarca öncesine dayanan medeniyetlerin beşiği İznik'i çok sevdik. İlk durağımız olan İznik'e girişte bizi şehrin dört kapısından biri olan İstanbul Kapı karşıladı. Aracımızı şehrin, güzel havadan üç günlük tatilden yararlanmak isteyen yerli turistlerin varlığından dolayı oldukça kalabalık sokaklarından birine parkettik. Kültür Müdürlüğü'nün meydana kurulu bürosundan aldığımız bilgiyle şehri gezmeye başladık. Ayasofya Camii'nden ve şehrin dört kapısından bir diğeri olan Lefke Kapısı'ndan çok etkilendik. Çiniciler Çarşısı'ndan bol bol alışveriş yaptık. Her yeri tarih kokan havayı bol bol içimize çektik.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Zaman ilerleyince, tekrar yola koyulduk.Yol boyu hayranlığımızı dile getiren sözler etmeye devam ederek, adını son zamanlarda çok sık duyduğumuz Cumalıkızık'a geçtik. 700 yıllık mahallenin taş döşeme sokaklarında keyifle gezindik. Avluları genellikle gözleme evine dönüşmüş evlerden birinden içeri girdik. Avluya kurulmuş masalardan birine oturup, mis gibi dağ havasını içimize çektik. Çocuklar oradan oraya koştururken hiç huzursuz olmadık. Çaylarımız eşliğinde yediğimiz gözlemelerden sonra, hafiflemiş olarak oradan ayrıldık.

Çıktığımız yokuşu aşağı inerken, yol boyu sıralanmış tezgahlardan birinde gördüğüm yaban incirleri, hayalimde daha önce hiç yapmadığım, fakat ilk fırsatta denemek istediğim yeşil incir reçeline dönüşünce, bir kilo aldım. Eve gelince de ön hazırlıklarından sonra hemen reçele dönüştürdüm. Eh, asıl amacım sizlere tarif sunmak olduğuna göre, artık reçelin tarifini verebilirim.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Malzemeler:
50-60 tane yeşil yaban inciri (satıcının söylediğine göre "erkek incir" (aşısız incir)
5-6 su bardağı su
3 su bardağı toz şeker
Bir karanfil tohumu (isteğe bağlı)
5-6 damla limon suyu
Bir çay kaşığı tuzsuz tereyağ

Yapılışı:
İncileri yıkayıp, bıçakla soyun. 5-6 su bardağı suyla, incirler yumuşayıncaya kadar kaynatın. Çok yumuşatmamaya özen gösterin.

Haşladığınız incirlerin suyundan bir su bardağı ayırarak, incirleri süzdürün. İncirleri tekrar tencereye alın. İncir suyunu, ve şekeri ekleyerek bir gece bekletin.

Ertesi gün suyunu iyice salan incirlere karanfil tohumunu ve tereyağını da ekleyerek kaynatın. Reçel kıvamına gelmesine yakın limon suyunu ilave edin. 5 dk daha kaynatarak ateşten alın.

Reçeli, sıcak tencerenin içinde daha fazla pişmemesi için hemen cam bir kaba veya kavanozlara alın. Kendi haline soğumaya bırakın.

Afiyet bal şeker olsun.