2 Mayıs 2018 Çarşamba

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli


Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Hafta sonları yapılan kısa şehir dışı turlarını çok severim. Çocuklar küçükken bunu gözüm pek kesmediğinden, bu seneye kadar bunu yapmayı ertelemiştik. Aman onların düzenleri bozulmasın...aman derslerinden, ödevlerinden geri kalmasınlar...derken, bu güne geldik. Benim titizliğim, sürekli görevlerin, yapılması gerekenlerin etrafında kurulan ve isteklerin ertelendiği bir yaşam tarzı artık bana bile sıkıcı olmaya başlayınca, bu kısır döngüden çıkmaya, çocukları da çıkarmaya karar verdim. Kardeşim Mustafa'nın ziyaretimize gelmesi de birlikte gezmek için iyi bir bahane oldu. 23 Nisan tatilinin hafta sonu tatiliyle birleşmesinden de yararlanarak hareket ettik.

Nereye gideceğimizi çok düşünmeye gerek de kalmadı. Bir kaç hafta önce, tanıdıklarımın ve yakınlarımın, hemen hemen aynı tarihlerde Cumalıkızık gezisi resimlerini art arda instagramda paylaştıklarını görünce, ben de en yakın zamanda görmek istemiştim. Hedefimiz bu oldu. Ama ben aynı zamanda İznik'i de merak ediyordum. Böylece İznik de yolumuzun üzerine alarak neredeyse öğlen olmak üzereyken yola koyulduk.

Karamürsel'e kadar sahil şeridini izleyerek devam ettik. Sağımızda Marmara Denizi, körfezden uzaklaştıkça genişleyen o güzelim maviliğini, solumuzda kalan yoğun bitki örtüsüyse, baharla birlikte oluşan taptaze yeşilliğini gözlerimizin önüne seriyordu.

Karamürsel'e gelince içeriye doğru tırmanışa geçtik. Yükseldikçe manzara daha da güzelleşti. Kocaeli sınırları içerisinde kalan, daha önce adlarını sıkça duyduğum Hisareyn ve Kızderbent'i ilk kez gördük. Dağların ardına gizlenmiş birer yarı cennet gibi hala bozulmamış köyleri ve tarım arazilerini görmek hepimizin içini açtı. Yol boyunca etrafta beliren çiçek tarlalarının sunduğu şölen, bizi mest etmeye devam etti.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Yolun çatallaştığı bir iki yerde nereden girmemiz gerektiğinde tereddüt etsek de, nihayet kaybolmadan İznik'e indik. Ama inmeden önce yeni işlenmiş, hala bakım gören tarım arazilerinin içinde kalan yamaçların birinde durup İznik Gölü'nün eşsiz güzelliğini izlemeyi ve birbirimize "Ne kadar güzel! Bayıldım!" demeyi de ihmal etmedik. Bu sözleri, tüm yolculuğumuz boyunca pek çok kez dile getirdik. Su, toprak ve ateş (o gün güneş de çok cömertti) birlikteliklerinden mutlu mesut, bilgeliklerinden dem vuruyorlar, adeta unuttuğumuz güzel duyguları biz fanilere tekrar hatırlatıyorlardı. Toprak ana her zamanki cömetrliğiyle, bu uyumlu beraberliğin meyvesi olan sonsuz bereketini adeta göğsünden dışarı fışkırtıyordu.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Başlangıcı yüzyıllarca öncesine dayanan medeniyetlerin beşiği İznik'i çok sevdik. İlk durağımız olan İznik'e girişte bizi şehrin dört kapısından biri olan İstanbul Kapı karşıladı. Aracımızı şehrin, güzel havadan üç günlük tatilden yararlanmak isteyen yerli turistlerin varlığından dolayı oldukça kalabalık sokaklarından birine parkettik. Kültür Müdürlüğü'nün meydana kurulu bürosundan aldığımız bilgiyle şehri gezmeye başladık. Ayasofya Camii'nden ve şehrin dört kapısından bir diğeri olan Lefke Kapısı'ndan çok etkilendik. Çiniciler Çarşısı'ndan bol bol alışveriş yaptık. Her yeri tarih kokan havayı bol bol içimize çektik.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Zaman ilerleyince, tekrar yola koyulduk.Yol boyu hayranlığımızı dile getiren sözler etmeye devam ederek, adını son zamanlarda çok sık duyduğumuz Cumalıkızık'a geçtik. 700 yıllık mahallenin taş döşeme sokaklarında keyifle gezindik. Avluları genellikle gözleme evine dönüşmüş evlerden birinden içeri girdik. Avluya kurulmuş masalardan birine oturup, mis gibi dağ havasını içimize çektik. Çocuklar oradan oraya koştururken hiç huzursuz olmadık. Çaylarımız eşliğinde yediğimiz gözlemelerden sonra, hafiflemiş olarak oradan ayrıldık.

Çıktığımız yokuşu aşağı inerken, yol boyu sıralanmış tezgahlardan birinde gördüğüm yaban incirleri, hayalimde daha önce hiç yapmadığım, fakat ilk fırsatta denemek istediğim yeşil incir reçeline dönüşünce, bir kilo aldım. Eve gelince de ön hazırlıklarından sonra hemen reçele dönüştürdüm. Eh, asıl amacım sizlere tarif sunmak olduğuna göre, artık reçelin tarifini verebilirim.

Hafta Sonu Gezimiz ve Yeşil İncir Reçeli

Malzemeler:
50-60 tane yeşil yaban inciri (satıcının söylediğine göre "erkek incir" (aşısız incir)
5-6 su bardağı su
3 su bardağı toz şeker
Bir karanfil tohumu (isteğe bağlı)
5-6 damla limon suyu
Bir çay kaşığı tuzsuz tereyağ

Yapılışı:
İncileri yıkayıp, bıçakla soyun. 5-6 su bardağı suyla, incirler yumuşayıncaya kadar kaynatın. Çok yumuşatmamaya özen gösterin.

Haşladığınız incirlerin suyundan bir su bardağı ayırarak, incirleri süzdürün. İncirleri tekrar tencereye alın. İncir suyunu, ve şekeri ekleyerek bir gece bekletin.

Ertesi gün suyunu iyice salan incirlere karanfil tohumunu ve tereyağını da ekleyerek kaynatın. Reçel kıvamına gelmesine yakın limon suyunu ilave edin. 5 dk daha kaynatarak ateşten alın.

Reçeli, sıcak tencerenin içinde daha fazla pişmemesi için hemen cam bir kaba veya kavanozlara alın. Kendi haline soğumaya bırakın.

Afiyet bal şeker olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder