18 Aralık 2017 Pazartesi

Kapuska

Beyaz lahanayı bu kadar seveceğim hiç aklıma gelmezdi. Pişince berbat kokan bu kış sebzesinin yüksek faydalarını öğrendikçe, özellikle turşusuna olan düşkünlüğüm daha da artıyor. Yemek olaraksa, sarma yapmak gözümde büyüdüğü zamanlarda daha çok kapuskasını yapmak işime geliyor. Herşeyi doğra, at tencereye olsun bitsin. O, kısık ateşte tıkır tıkır pişerken, artık yanına makarna mı yaparsın, peynirli börek mi, ona sen karar ver. :)

Eh, bu kadar övdükten sonra, genel olarak lahananın, özel olarak da beyaz lahananın faydalarına biraz bakalım. Lahanalar, turpgiller familyasından, yüksek vitamin ve mineral değerine sahip, düşük kalorili bir sebze türü. Belirgin olarak, radyasyon, kanser ve kalp rahatsızlığı önleyici özelliğiyle öne çıkan lahana, aynı zamanda zayıflamak isteyenler için de bir diyet yemeği olarak da önerilmiş. Ancak bu yapılacaksa, sürekli ve fazla tüketilmesinin vereceği zararların ve alınabilecek önlemlerin iyice araştırılması gerekiyor. Ayrıca diyet için belli bir yemeğe odaklanmaktansa, dengeli olarak tüm besinlerden yararlanmanın daha faydalı olduğunu belirtmek gerekiyor. 

Beyaz lahanaya bakarsak, içeriğindeki zengin kalsiyum, potasyum ve magnezyum sayesinde, kemik sağlığını güçlendirici olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada, içindeki bu zenginliği kaybetmeden tüketebilmek için, pişirme suyunun mutlaka kullanılması gerekiyor. Örneğin salata, çorba veya yemek olarak tüketilmesi ya da örneğin sarma yapımında kullanılacak yaprakların haşlama suyununsa sarmayı pişirirken kullanılması veya içilmesiyle bu sağlanabilir.

Diğer yandan beyaz lahana, 
  • Güçlü bir antioksidan
  • Yoğun bir C vitamini deposu
  • Hazmı kolaylaştırıcı ve bağırsak koruyucu
  • Bağışıklık koruyucu
  • Göz sağlığını koruyucu
  • Serbest radikallere karşı güçlü bir savaşçı
Salata şeklinde çiğ olarak tüketmek mümkün. Ancak hazmı daha zor olabilir. Eğer yemek olarak tüketilecekse gaz ve sindirim problemi yaşamamak için yemeği iyice pişirmenizi ve içine bir miktar kimyon atmanızı önerim. Turşu olarak tükettiğiniz zamansa, antiksidan özelliğinden bolca faydalanmış olacaksınız.

Bereketli olsun, kolay gelsin... 


Malzemeler:
Bir kg beyaz lahana
Bir orta boy soğan
150 gr dana kıyma
Bir çay bardağı pirinç
Bir tatlı kaşığı domates salçası
Bir tatlı kaşığı biber salçası
Yarım çay bardağı zeytinyağı
2 litre kaynar su
Bir çay kaşığı karabiber
Bir çay kaşığı kimyon
Tuz

Yapılışı:
Lahanayı yemeklik doğrayıp kenara alın. Soğan yemeklik doğrayın. Yağı tencereye koyup kısık ateşe alın. Kızınca soğan ve kıymayı ekleyin. Soğanlar şeffaflaşıp kıyma dağılıncaya kadar birlikte kavurun. Salçaları ekleyip, salça kokusu çıkıncaya kadar hepsini birlikte tahta kaşıkla döndürerek kavurun. 

Kaynar suyu ekleyin. Tekrar kaynamaya başlayınca lahanayı ve pirinç dışında kalan tüm malzemeleri ilave edin. Kapağı kapatın ve çok kısık ateşte pişmeye bırakın. Ara sıra karıştırarak kontrol edin. Pişmeye yakın yıkanmış pirinci ekleyin ve tekrar karıştırın. Pirinçler de pişip, yemek iyice suyunu çekince ateşten alın. Biraz dinlendirerek servis yapın.

Afiyet olsun.

15 Aralık 2017 Cuma

Kuru Sele Zeytini Yapımı

Kuru Sele Zeytini Yapımı
Şimdi zeytin kurmanın tam zamanı. Son 5-6 yıldır zeytinlerimi kendim kuruyorum. Kuru sele yöntemiyle kurduğum zeytinlere o kadar alıştık ve sevdik ki, soframıza hazır zeytin almaz olduk. Hem doğal, hem tuzu az, hem de hesaplı oluşu, beni bu yola teşvik etti. Ayrıca çok keyifli.

Perşembe Pazarı'nda zeytinin her çeşidini bulmak mümkün. Bu zenginliği görmenin keyfi bir yana, zeytincilerden çok şey de öğrendim. Zeytin isimlerini, kurma yöntemlerini...onları da deniyorum. Bunlar benim için yararlı ve eğlenceli bir keşif gibi oluyor. Sanki bir şeyin gizemini öğreniyormuşum gibi...

Pazar zevkli olsa da, zeytinimizin çoğunu her yıl tüm beldeyi gezerek bize de gelen seyyar zeytincimizden alıyoruz. Dalında kuruyup buruşmuş zeytinler, doğru işlemlerden geçip olgunlaştığında, mükemmel sonuç veriyor. Zeytin yapımında edindiğim tecrübeye göre uyguladığım püf noktaları da var. Burada onların bir kısmını paylaşmak istiyorum.


Kuru Sele Zeytini Yapımı
Bir kere zeytinin olgunluğuna ve cinsine göre uygulanacak yöntemler değişiyor. Ben, burada formülünü vereceğim zeytin için resimde görülen, etli ama dalında kurumuş, acılığı gitmiş zeytin çeşidini tercih ediyorum. Ama, siz "eşek zeytini" olarak bilinen "kalamata" cinsi zeytinin siyah olanı dışında her tür siyah zeytin için bu yöntemi uygulayabilirsiniz. Ancak kuru olursa, zeytin daha çabuk olgunlaşır. Acısı dalında gitmiş olduğu için de, istediğiniz lezzeti daha çabuk elde edersiniz. 

İkincisi, kullanacağınız tuz miktarının zeytin miktarı içindeki oranı, % 5-6'yı geçmemeli. Biz az tuzlu sevdiğimiz için, ben % 5 oranında tuz kullanıyorum. Ayrıca zeytini doğal olarak küften korumak, ortamı asitlendirmek ve fermantasyonu sağlamak için az miktarda yoğurt suyu koyuyorum. Yoğurt suyu, laktik asit görevini görüyor.

"Kurarken zeytin yıkanmaz." denir. Ama ben yine de yıkıyorum. Üzerindeki olası tozlar masum olsa da, "en azından göz taşı kullanılmıştır" diye düşünerek, ilaç kalıntılarından kurtarmak niyetiyle kurmadan önce zeytinleri şöyle bir yıkayıp, iyice süzdürüyorum. Yıkayıp yıkamama konusunda kararı size bırakıyorum.


Bu kısa bilgilerden sonra, malzemelere ve zeytinin kurulumuna geçebilirim. Ben abartıp çok yaptığım için, gözünüz korkmasın diye malzemeleri 1 kg'a göre veriyorum. Şimdiden kolay gelsin, bereketli olsun.
Kuru Sele Zeytini Yapımı
Malzemeler:
1 kg siyah zeytin
50 gr kaya tuzu
Bir yemek kaşığı yoğurt suyu
1-2 defne yaprağı (isteğe bağlı)
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

Yapılışı:
Zeytinleri cam kavanoza, bir sıra zeytin, biraz tuz şeklinde kat kat yerleştirin. Kullanacaksanız aralarına defne yapraklarını koymayı unutmayın. Kavanoz dolduğunda üzerine zeytinyağı ve yoğurt suyunu gezdirin. Kapağını kapatın.

İlk bir hafta boyunca sabah ve akşam kavanozları kırmadan uygun bir zeminin üzerinde yuvarlayın. Tuzun etkisiyle zeytinin suyunu salıp dibinde biriktiğini göreceksiniz. Bu acı suyu iki günde bir tahliye edin. Bunu hem acı sudan kurtulmak, hem de zeytinlerin yumuşamasını önlemek için yapıyoruz.

İkinci hafta yuvarlama işlemini günde bir kereye indirin. Üçüncü hafta iki günde bir bir kez yuvarlayın. Son olarak içindeki sıvıyı tahliye edin ve zeytininizi olgunlaşmaya bırakın.

Benim tecrübeme göre bu şekilde hazırlanan zeytin iki ay sonra yenmeye hazır hale geliyor. Bekleme süresi uzadıkça, zeytinin lezzeti artıyor. Siz ağız tadınıza göre bu süreyi ayarlayabilirsiniz. Ama şu kadarını söyleyeyim, evde iki yıl önce kurduğum zeytinleri şu anda yiyoruz ve tadına doyamıyoruz. Üstelik en ufak bir küflenme dahi olmadı.

Evet, ilk zeytininizi kurmak için hazır mısınız? Hadi bakalım! Sonucu bana da bildirirseniz çok memnun olurum. Kolay dostlarım.



12 Aralık 2017 Salı

Portakal Aromalı Kakaolu Cupcake

Portakal Aromalı Kakaolu Cupcake
Malzemeler:
3 yumurta (oda sıcaklığında)
1,5 su bardağı toz şeker
200 ml (bir su bardağı) krema
Bir fincan sıvıyağ
Bir portakal suyu
Bir portakal kabuğu rendesi
Bir limon kabuğu rendesi
Bir fiske tuz
Bir paket vanilya
Bir paket kabartma tozu
200 gr un
50 gr koyu kakao
Süslemek için krem şanti ve pasta süsü

Yapılışı:
Fırınınızı 180°C'ye ayarlayarak ısıtın. Cupcake kalıplarınızı tepsinize yerleştirin.

Un, vanilya, tuz, kakao ve kabartma tozunu birlikte iki kez eleyin.

Yumurta ve şekeri, rengi açılıp köpük köpük oluncaya kadar çırpın.

Kremayı ve portakal suyunu yumurtalara ekleyin. Bir yandan düşük hızda çırpmaya devam edin, bir yandan da azar azar unlu karışımı ekleyin. Hamur tamamen homojen bir hal alınca, çırpma işlemini bırakın. Portakal ve limon kabuklarını ekleyip karıştırın.

Hamuru cupcake kalıplarına paylaştırın. Kabarıp taşmaması için çok doldurmayın. Bir kahve fincanı kadar kek hamuru yeterli geliyor.

Kalıbı bir kaç kez tezgaha vurarak hamurun içindeki hava kabarcıklarının çıkmasını sağlayın.

Keki, sıcak fırına verin. 30 dk kadar, kapağını hiç açmadan pişirin. Fırından tamamen çıkarmadan önce tepelerine kürdan batırarak kekleri kontrol edin. Islak çıkıyorsa, bir süre daha fırında tutun.

Çıkardığınız kekleri soğutun. İster sade, isterseniz krem şanti ve pasta süsleriyle süsleyerek servis yapın.

Afiyet olsun.
Portakal Aromalı Kakaolu Cupcake


11 Aralık 2017 Pazartesi

Hamsi Pilavı

Hamsi Pilavı
Çok şükür bu hafta sonu ne zamandır elde edemediğim fırsatı yaratıp biraz mutfakla ilgilenebildim. İlk yapmak istediğim şey hamsi pilavıydı. Gün ışığını da kaçırmadan resimleri çekmek istediğimden, kısa olan gün içinde, onca işimin arasına bunu da sıkıştırabildim.

 Daha çok "en" Doğu Karadeniz bölgesine ait olan hamsi pilavını, ilk olarak Hopa'da tattım. En yakın arkadaşım Ülkü'nün annesi, aynı zamanda komşumuz Muazzez Teyze, daha çok kış aylarında, eşiyle birlikte köyde kalmadıkları zamanlarda, artık liseye gittikleri için yalnız kalabilen çocuklarının yanındalar. Sıcacık sobanın üzerine koyduğu tavanın içindeki kalın mısır ekmeğini ara sıra çevirerek kapağı kapalı olarak pişiriyor. Sabırla, ağır ağır pişen mısır pidesi, havuç ve turp salatasıyla birlikte ilk kez tadacağım hamsi pilavına eşlik edecek. Yemekte olan seçici tavrım yüzünden genellikle tam oturulacak sırada kaçtığım akşam sofrasından, kendimi ispatlamak isteğimden dolayı bu kez kaçmıyorum. İçerideki hava, Muazzez Teyze'nin gülümsemesiyle uyumlu olarak sıcacık ve her şey o kadar güzel kokuyor ki...

Derken, sofra hazır. İşte hamsi pilavı da fırından çıktı. "Ben bunu sevmeyeceğim, besbelli." dediğim  hamsi pilavına Muazzez Teyze çok güveniyor. Öyle  ki, gülümseyerek, "Sen bir tat da öyle konuşalım." diyor. Ve nihayet deniyorum... Hamsi pilavının üzerine sıktığım limonla birlikte ağzıma yaydığı lezzete hayret ediyorum. Hoşlandığım yiyecekleri ikinci kez istemekten utanan ben bu kez ikinci tabağı istiyorum. Böylece hamsi pilavı, mısır pidesi ve havuç-turp salatası üçlüsü, benim için Hopa ve Muazzez Teyze ile özdeşleşiyor...

O akşam yemeğinin tadı hala ağzımdadır ve her şey bu günkü gibi gözümün önünde. Ne zaman hamsi pilavı pişirecek olsam, o güne ve Hopa'da geçirdiğim ilk gençlik günlerime geri dönerim.


Malzemeler: 
Bir ölçüyle hazırlanmış iç pilav (yarı pişmiş)
Bir kg hamsi
Tepeleme bir yemek kaşığı tereyağ
1,5 su bardağı kaynar su
Tuz
Hamsi Pilavı


Yapılışı: 
İç pilavı, bir su bardağı kaynar su ile buradaki gibi fakat yarı pişmiş olarak hazırlayın.

Hamsileri ayıklayın ve sudan geçirin. Suları iyice süzülünce az tuzlayın ve hamsilerin iki kanadını birbirinden ayırmamaya özen göstererek kılçıklarını çıkartın.

25x25 kare veya 28-30 cm çapında yuvarlak  fırın kabını tereyağıyla yağlayın. İsterseniz görsellerdeki gibi porsiyona uygun güveç kapları da kullanabilirsiniz.

Ayıkladığınız hamsileri, fırın kabınızın kenarlarına balık sırtı gibi dizin. Bunun için her koyduğunuz hamsinin bir kanadının, önce koyduğunuz hamsinin bir kanadı üzerine biraz gelmesine dikkat edin.

Kenarları dizme işi bitince, fırın kabının tabanını da aynı şekilde, hamsilerin sırt kısımları tabana gelecek, iç kısımları yukarı bakacak şekilde dizin.

İç pilavı hamsilerin üzerine boca edin. Küçük güveç kapları kullanıyorsanız, pilavı kaplara paylaştırın. Pilavı, hamsileri ezmeden, nazik hareketlerle dağıtın ve üzerini düzeltin.

Bu sırada fırınınızı 200°C'ye ayarlayarak ısıtın.

Kenarlara dizili hamsilerin pilavın dışına sarkan kısımlarını içeri doğru kıvırın. Kalan hamsileri yine balık sırtı gibi dizerek, pilavın üzerini kapatın.

Üzerine 1,5 su bardağı kaynar su gezdirin ve tereyağını parçalar halinde yemeğin üzerine koyun. Üzerini fırın kağıdıyla kaplayın.

Yemeği fırına sürerek ilk 20 dk bu şekilde pişirin. Daha sonra üzerindeki kağıdı alarak 15 dk kadar da hamsiler kızarana kadar bu şekilde pişirin. Fırından çıkarı 10 dk dinlendirin. Büyük fırın kabındaysa dilimleyerek, güveçlerdeyse tek tek ve sıcak olarak, salata ve mısır ekmeğiyle servis yapın.

Afiyet olsun.

Hamsi Pilavı


Hamsi Pilavı




8 Aralık 2017 Cuma

Kıymalı Tel Şehriye Çorbası

Kıymalı Tel Şehriye Çorbası
Bu ara evde pek yazamıyorum. İnsanın kısır zamanları olur ya bazen, dışa dönük bir şey yapmak istemez. Ben bu ara öyleyim. Bir de gündüz evde olmuyorum. Oysa yaptığım şeylerin resimlerini çekmek için gün ışığından yararlanmaya çalışıyorum. Gündüzün kısa olması bana epey engel oldu. Hafta içi böyle olunca, iş hafta sonuna kalıyor. Son bir kaç hafta sonumu ev dışındaki programlarla geçirince, blogumu epey boşladım. Bu hafta sonu mutfağımda biraz zaman geçirmeyi düşünüyorum.

İstediğim gibi yazamamış olmanın bana verdiği sıkıntıyı biraz olsun hafifletmek için, geçen akşam yapmış olduğum ve bizim çok sevdiğimiz Kıymalı Tel Şehriye Çorbasının tarifini vermek istiyorum. Basit ama lezzetli bu çorba, burada tarif edildiği gibi kıyma ile yapılabileceği gibi, didiklenmiş tavuk ve tavuk suyuyla da yapılabilir. O da damağınıza başka bir lezzet verir.

Verimli bir hafta sonu olması dileklerimle, kolay gelsin, bereketli olsun.

Malzemeler:
150 gr kıyma
Bir su bardağı tel şehriye
Bir kaşık tereyağı
Bir kaşık zeytinyağı
Bir tatlı kaşığı domates salçası
10 su bardağı kaynar su veya et suyu
Bir yemek kaşığı kuru nane
Tuz

Yapılışı:
Yağlar tencereye koyarak, hafif ateşe alın. Kıyma ve salçayı ekleyip kavurun. Kaynar su veya et suyunu ekleyin. Kaynamakta olan çorba suyuna şehriye ve tuzu ekleyerek, kısık ateşte kendi halinde kaynamaya bırakın. Ara sıra karıştırarak, şehriyelerin dibine tutmasını önleyin. Şehriyelerin pişmesine yakın naneyi ekleyin. İki üç dakika daha kaynatıp, ateşten alın. 10 dk kadar dinlendirin. Bu sırada şehriyeler biraz daha şişecektir. Dinlenen çorbayı limon suyuyla servis edin.

Afiyet olsun. :)

4 Aralık 2017 Pazartesi

Sade Sütlaç


Malzemeler:
1 lt süt
1 su bardağı pirinç
1 su bardağı şeker
2 yemek kaşığı nişasta
Bir çimdik tuz
3 su bardağı kaynar su
Bir diş damla sakızı (isteğe bağlı)

Yapılışı: 
Eğer kullanacaksanız, damla sakızını havanda iyice ezin. Nişastayı, bir bardak sütle birlikte iyice karıştırın. Ayıklanıp yıkanmış pirinci, üç bardak kaynar su ve bir çimdik tuzla birlikte, nişastasını iyice salıncaya kadar, kısık ateşte iyice haşlayın. Pirinçler dibine tutmadan suyunu çekince, kalan sütü, nişastalı sütü ve damla sakızını ekleyin. Kısık ateşte tahta kaşıkla sürekli karıştırılarak kaynatın. Kaynamasına yakın şekeri ekleyin ve beş dk daha karıştırarak kaynatmaya devam edin. İyice kaynayıp kabarınca ocaktan alın. 

Sütlacın hararetinin gitmesi ve kaselere daha rahat boşaltabilmesi için tencerede beş dk bekletin. Daha sonra uygun kaselere boşaltarak soğumaya bırakın. Soğuyunca üzerlerini kapatmadan bir süre de buzdolabında soğutun. Sütlacın üzeri büzüştükten sonra üzerini kapatabilirsiniz.

Arzuya göre tarçın tozu veya dövülmüş ceviz serperek ya da tamamen sade olarak sunabilirsiniz.

Afiyet olsun.

30 Kasım 2017 Perşembe

Osman Latif'in Mutfak Önlüğü


Osman Latif'in Mutfak Önlüğü
Çocuklarımın okul faaliyetlerini desteklemekten çok zevk alıyorum. Bana elişi ya da pasta börek yapmak için de bahane oluyor. Geçen ay Osman Latif'in sınıfının ekolojik kahvaltısı için öğretmenimiz birer mutfak önlüğü istemekle kalmayıp bir kaç tane de örnek gönderince, oğlumun önlüğünü ben dikmeye karar verdim. Onun seveceği bir şey olmasını istediğim için fikrini aldım. "Üzerinde ne olmasını istersin?" şeklindeki soruma tereddütsüz, "race car (yarış arabası)" cevabını alınca, elimdeki imakanlarla kısa zamanda yapabileceğim bir önlük ve aşçı şapkası tasarladım.

Osman Latif'in Mutfak Önlüğü Şapka konusunda hazırlanmış bir kaç videodan da yararlandım. Bu arada şapka dikmeyi de öğrenmiş oldum. Önlük içinse, önce kendi mutfak önlüğümün sağını solunu ve boyunu katlayıp toplu iğnelerle tutturarak, Osman Latif'in ölçülerine uygun, küçük bir önlük elde ettim. Sonra da aynı ölçüleri kullanacağım kumaşa uyguladım. Kumaşın tersini de kullanabileceğimi keşfedince, ters yönünü kumaşın yüzüne katlayarak, iki renkli bir model elde etmiş oldum. Dikişi de bordo renk iplikle gerçekleştirdim.
Osman Latif'in Mutfak Önlüğü

Pratik olarak biçtiğim önlüğün dikiminden çok üzerindeki işleme zamanımı aldı. Ama en zevkli kısmı da burası oldu. Önce internetten modeli buldum. Sonra da bir parça etamine uyguladım. Yarış arabası ortaya çıktıkça, Osman Latif'in gördüğü zaman vereceği tepkiyi hayal etmeye çalıştım. İşlemem bittiğinde bu parçayı, üst kenarını açık bırakarak önlüğün önüne diktim. Böylece hem desen, hem de önlüğün cebi oldu.

Osman Latif'in Mutfak Önlüğü
Önce şapkayı dikmiş ve denemiştim. Dikiş sırasında biraz büyük olacağını anladığımda, içeriden şapkayı toparlamaya ve Osman Latif'in başına uyacak şekilde daraltmaya uygun bir lastik diktim.Tamamını etkinliğin yapılacağı günün sabahına yetiştirdiğim önlüğün desenini Osman Latif de çok beğenince, içim rahat etti. Ölçüsüne biraz uzun gelen boyun kısmını kısaltmak için sökmek yerine, katlayarak üzerine diktiğim düğmeyse, önlüğe başka bir hava verdi.

Bu arada kız erkek ayrımı olmadan, her çocuğun mutfağa girip bir şeyler öğrenmesi gerektiğine inanıyorum. Her ne kadar yemek işi de bir yetenek ve ilgi işiyse de, insanın elinin biraz kırılması gerekir. En azından kendi işini görebilecek kadar.

İşte böyle dostlarım. Bir haftayı daha yarılarken, hepinize huzur ve mutluluklar dilerim. Sağlıcakla kalın.






21 Kasım 2017 Salı

Cevizli Tarçınlı Kek

Cevizli Tarçınlı KekMalzemeler:
3 yumurta (oda sıcaklığında)
1,5 su bardağı toz şeker
Bir fincan eritilmiş tereyağ
Bir fincan sıvıyağ
Bir su bardağı süt
Bir fiske tuz
Bir paket vanilya
Bir paket kabartma tozu
250 gr un
Bir su bardağı doğranmış ceviz
Bir limon kabuğu rendesi
Bir tatlı kaşığı tarçın

Yapılışı:

Fırınınızı 180°C'ye ayarlayarak ısıtın. Fırın kalıbınızı yağlayıp unlayın.

Unu, vanilya, tuz, tarçın ve kabartma tozuyla birlikte iki kez eleyin.

Yumurta ve şekeri, rengi açılıp köpük köpük oluncaya kadar çırpın.

Yağı ve sütü yumurtalara ekleyin. Bir yandan düşük hızda çırpmaya devam edin, bir yandan da azar azar un ekleyin. Hamur tamamen homojen bir hal alınca, çırpma işlemini bırakın. Cevizleri ekleyip karıştırın.

Hamuru kek kalıbına boşaltın. Her yana eşit miktarda dağılmasına özen gösterin. Kalıbı bir kaç kez tezgaha vurarak içindeki hava kabarcıklarının çıkmasını sağlayın.

Keki, sıcak fırına verin. 40-45 dk kadar, kapağını hiç açmadan alt üst pişirin.

Afiyet olsun.

Elde Açma Ispanak Böreği

Elde Açma Ispanak Böreği
Pek çokları gibi hamur işlerine bayıldığımı itiraf etmeliyim. Yufkanın ıspanak, soğan ve tereyağla olan beraberliğinden de çok memnunum hani. Seviyorum kardeşim! Evet, damağıma düşkünüm. Kilo da aldım n'aapalım?! Yemek yemekten çok zevk alıyorum. 😋😋

Sevdiğim yemeği güzel yaparım. Hafta sonu yaptığım ıspanaklı börek de çok güzel olmuştu. O kadar ki, bununla yarışmaya bile katılırdım.  Eşim de gitti geldi yedi. Ama akşama "ne zaman diyete başlıyoruz?" diye soran da yine o oldu. Hahahah! Ama bu sefer ben de kendimden memnun değilim. Kısa zamanda verebildiğim fazla kiloları verebilmekte artık güçlük çekiyorum. 

Ama bu sefer kararlıyım. Eşimin de verdiği gazla ertesi gün diyete başladım. Kalan böreği ve onunla birlikte hazırladığım cevizli tarçınlı o nefis kekin de yarısını hemen buzluğa kaldırdım. Sabahları ekmek yemeksizin, haşlanmış yumurta, zeytin ve peynirle başladığım güne, sebze ağırlıklı öğle ve akşam yemeğiyle devam ediyorum. Öğün aralarında kendimi tutuyorum. Öğlenleri yaptığım hafif spor da sırt ve bel ağrılarıma çok iyi geldi. 

İstediğim kiloya inince tekrar yapıp yemeyi hayal ettiğim böreğin tarifiyse işte karşınızda! 

Malzemeler:
Elde Açma Ispanak Böreği
Hamuru için:
2 su bardağı su
4 ½ su bardağı un
Bir kaşık sıvıyağ
Tuz

İç Harcı için:
Yarım kg ıspanak
Bir orta boy soğan
İki kaşık sıvıyağ
Bir çay kaşığı kırmızı pul biber
İki yumurta akı (sarıları, böreğin üzerine sürmek için kullanılacak)

Tuz
Elde Açma Ispanak Böreği
Yufkaları Açarken Üzerine Sürmek İçin:
100 gr tereyağı
İki fincan sıvıyağ

Böreğin Üzerine Sürmek İçin 
Bir fincan yoğurt
İki yumurta sarısı
İki kaşık sıvıyağ

Yapılışı:
Hamur için unu havuz yapın. İçine su, sıvıyağ ve tuz koyarak yavaş yavaş yoğurun. Kulak memesi yumuşaklığında pürüzsüz bir hamur elde edin. Hamuru 9 parçaya ayırarak yuvarlayın. Nemli bez altında 20 dk kadar dinlendirin.

İç harcı için ıspanakları yıkayıp kumlarından arındırın. Sapları yapraklardan ayırın. 

Elde Açma Ispanak BöreğiSoğanı, harcı hazırlayacağınız kabın içine yemeklik doğrayın. Önce ıspanak saplarını elinizle doğrayın ve soğanla birlikte suyu çıkana kadar ovun. Yaprakları ekleyerek ovmaya devam edin. Son olarak yumurta aklarını,  yağı, tuzu ve pul biberi ekleyerek, bir kez daha harmanlayın.

Yufkalara sürülecek tereyağını eritin. Ilınması için biraz bekletin. 

Dinlenmiş hamur parçalarını üçerli üç gruba ayırın. Hafif unladığınız bezeleri merdane yardımıyla servis tabağı büyüklüğünde açın. İki yufkanın üzerine tereyağının üçte birini sürün ve üst üste koyun. Üçüncü yufkayı en üste alarak kenarda bekletin. Diğer iki grup bezeyi de aynı işlemden geçirin.

Elde Açma Ispanak BöreğiFırınızını 200°C'ye ayarlayıp ısınmaya bırakın. İlk hazırladığınız bezeleri alarak bolca unlayın. Merdaneyle iyice büyütün. Dinlenmiş hamurun, arasındaki yağın da etkisiyle kolayca açıldığını göreceksiniz. İyice büyüttüğünüz yufkayı 1 mm kalınlığa ulaşınca, ununu silkeleyerek sofra bezinin üzerine alın. Sıvı yağın üçte birini üzerinde gezdirerek yayın. Kenarlarından çekiştirerek büyütmeye devam edin. Kenarlar altını gösterecek kadar inceldiğinde, ıspanaklı harcın üçte birini koyun. Kenarları, yine çekiştirerek içe doğru, ıspanaklı harcın üzerine kapatıın. Çekiştirmeye devam ederek içe doğru kıvırmak suretiyle rulo yapın. 
Elde Açma Ispanak Böreği
Ortası iyice zar haline gelince, yufka bir bıçak yardımıyla içten boydan boya kesin. Ruloyu parçalamadan, özenli hareketlerle burun ve yağlanmış tepsiye yerleştirin. Diğer iki grup yufkayı da bu şekilde hazırlayın. Üzerine yumurta sarısı, yoğurt ve sıvıyağla hazırlanan sosu bolca sürün sürün. Önceden ısıtılmış fırında üstü tamamen kızarıncaya kadar pişirin. Ilınınca dilimleyerek servis tabağına alın.

Afiyet olsun.





Elde Açma Ispanak Böreği


15 Kasım 2017 Çarşamba

Hamsi Tava

Hamsi Tava
Eski Amerikan filmlerinden hatırlar mısınız bilmem. Bazı sahnelerde telefonla pizza istenir: "Ançuezli olsun." denir. Öğrenene kadar hep düşünürdüm, ançuez nedir acaba? Öyle havalı havalı pizza isterken, ille de istenen ançuez, meğerse bizim hamsinin tuzlanmış haliymiş! Ay çok şükür, o zamanlar sadece filmlerden tanıdığımız ve yaşamlarını gerçekten çok merak ettiğim Amerikalılarla ortak bir yanımızı bulmuş oldum.

Ülkemizde hemen herkesçe çok sevilen, bol ve nispeten ucuz olması sebebiyle pek çok sofraya girebilen hamsi, Karadeniz'in simgesi. Zeka ve kıvraklığın kaynağı. Kışın her gün yesem bıkmam demek abartılı olabilir. Ama gerçekten ben de çok seviyorum.

En fazla 10-12 cm uzunluğunda olabilen bu küçük balığı yemesi kadar temizlemekten de çok keyif alırım. Ama ayıklarken plastik eldiven kullanmakta yarar var. Aksi halde kokusunun sinmesi bir yana, ellerinizin dokusu ve rengi çok kötü oluyor.

Taze hamsiyi anlamak için bir kaç şeyi bilmek gerek. Birincisi, solungaçlarının kırmızı, gözlerinin canlı olmasına dikkat edin. Bunu artık herkes biliyordur sanırım. Diğer bir ip ucuysa, hamsinin rengiyle ilgili. Hamsinin yanları ve yanakları gümüş gibi parlak, karnı beyaz. Hamsi sudayken, sırtı yeşil renk oluyor(muş). -muş diyorum, çünkü suda hiç hamsi görmedim. Ama sudan çıkmış taze hamsinin sırtı mavi oluyor. Hamsi bayatladıkça, bu renk siyaha dönüyor. Hamsi alırken bunlara dikkat edebilirsiniz.

Hamsinin pek çok çeşitte yemeği yapılabilir. Bunlara sırayla yer vereceğim. Bunun yanında salamurasını yaparak uzun zaman saklayabilirsiniz. Bununla da değişik yiyecekler hazırlayabilirsiniz.

Bu arada hamsi deyince aklıma gelen bir Karadeniz gemici türküsünün sözlerini de paylaşmak istedim. Türküyü buradan


Gemiciler kalkalım şu yelkeni takalım
Şişirip de yelkeni sırtüstüne yatalım
Kızılırmak başında şu ırgatı atalım
Tutalım balık havyar keyfimize bakalım

Kaptan attık ırgatı sen de tut ha bu gatı
Gel girelim ırmağa esecek ha şu batı
Gemici uşakları deniz başımın tacı
Yoklayın şu ırgatı inşallah çıkar acı

Çekin uşaklar çekin
Hemen aldık ırgatı
Geliyor bir sert poyraz
Vuralım iki katı

İsmail amurada
Hasan geçsin çördeye
Uşaklar ben dümende
Coştum arkadaş coştum
Biraz çalam kemençe

Dağı aldı bir duman
Oh hava güzel yaman
Doğru yörü ah gelin
Bayıldım aman aman
Bayıldım aman aman
Malzemeler:
Bir kg temizlenmiş hamsi
Bir su bardağı mısır unu
Tuz
Kızartmak için bir fincan sıvıyağ

Yapılışı:
Temizlenmiş hamsileri bir kez daha sudan geçirin. İyice süzülmeleri için kevgirde 15 dk bekletin. Bu şekilde süzülen hamsileri tuzlayıp 10 dk da tuzu çekmesini bekleyin. Tuzlarken tuz miktarını kaçırmamaya, tuzun eşit miktarda dağılmasına ve hamsilerin ezilmemesine dikkat edin.

Hamsileri başka bir kaba alın. Mısır ununu hamsinin üzerine dökün. Elinizi kullanmadan, krep çevirir gibi hareketlerle, bir yandan da kabınızı döndürerek, mısır ununun hamsilere sarılmasını sağlayın. Bunu yaparken her ihtimale karşı tezgahın ya da lavabonun önünde olun.

Mısır unu tamamen dağıldığında, tavayı alın. Yağın üçte birini tavaya döküp dağıtın. Hamsileri, kuyrukları ortaya bakacak biçimde tavanın kenarından başlayarak dizin. Kısık ateşte bir yanını kızartın. Çok fazla ateşte tutup kurutmayın. Tavanın içine girebilecek çapta düz bir servis tabağı ya da tava kapağı yardımıyla alt üst edin. İçindeki yağın etrafa damlamaması için bunu yine lavabonun önünde ya da bir tabağın üzerinde yapabilirsiniz.

Tavaya, yağın diğer üçte birini ekleyip, diğer tarafı da kızartın. Arta kalan hamsiyi de aynı şekilde kızartın. Sıcak olarak servis yapın.

Bunun yanına bol limonlu, güzel bir soğanlı marul salatası ya da roka, kırmızı soğan ve turp çok yakışır. Sizin tercihinizi ve yorumlarınızı da öğrenmek isterim doğrusu.

Bol vitaminli, sağlıklı bir yaşam dilerim hepinize.

Sevgiler...

9 Kasım 2017 Perşembe

Haydari

Haydari
Malzemeler:
500 gr süzme yoğurt
Yarım kalıp beyaz peynir
Bir iri diş ezilmiş sarımsak
5-6 dal ince doğranmış dere otu
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Tuz

Yapılışı
Peyniri parmaklarınızın ucuyla ezin. Diğer tüm malzemelerle birlikte karıştırarak servis yapın. isterseniz dereotu yerine bir tatlı kaşığı kuru nane kullanabilirsiniz. Hepsi bu! :))

Afiyet olsun.

Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili Kebap

Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili Kebap
Hiç unutmam, 10 yaşlarındayım. En çok sevdiğim tatlı, annemin muzlu rulo pastasından artan kakaolu puding. Her seferinde bayıla bayıla yiyorum. Aynı zamanda da çok meraklıyım. Evde kimsenin olmadığı zamanlarda tuhaf şeyler denemeyi seviyorum. Aklıma ne gelirse...

Bu arada "Bir ilkokul çocuğunun evde yalnız ne işi var?" dediğinizi duyar gibiyim. Birincisi, annem bana sonsuz güvenirdi. İkincisi, korkmadan evde yalnız kalabilmek, yaşıtım tüm çocuklar için geçerliydi. Mahalle içindeki evlerimiz güvenliydi. Annemse en fazla evimize çok yakın olan pazara veya üst kat komşumuza kadar gitmişti. 

Her neyse... dedim ya, meraklı biriydim. Nereden aklıma geldi ve nasıl bağdaştırdıysam, yine yalnız olduğum bir anda, yediğim pudingin içine "biraz karabiber koysam nasıl olur?" diye bir düşünce parladı bende. Ama parlamak yeter mi? Sonucu görmek üzere aynı anda içimde beliren müthiş bir dürtüyle, fikrimi hemen eyleme dönüştürdüm. Tedbiri de elden bırakmadan, önce karabiberi pudinge birazcık serpip karıştırdım. Tadında pek bir değişiklik olmayınca, dozu biraz daha artırdım. Çünkü asıl görmek istediğim, karabiberin puding üzerindeki tam etkisiydi. 

Üçüncü dozda sanırım biraz abartmışım. Aman Allah'ım! Büööghh! Berbat bir tat! O kadar ki, tadı uzun zaman damağımdan gitmedi. O günden sonra da bir süre ne karabiber, ne de puding yiyebildim. Daha ötesi kendimi oldukça salak hissetmiştim. Salak gibi hissettiğim zamanlarda yaptıklarımdan pek bahsetmezdim. Ama delilleri yok etmek de aklıma gelmemiş demek ki, annem eve dönüp "pudingi niye ziyan ettin?" deyince, alay konusu olmayı göze alarak durumu açıklamak zorunda kaldım. 

Benim dışımda herkesin çok güldüğü benimse o zaman çok içerlediğim bu olay, şimdi çocukluk anılarımın içinde çok sevdiğim bir yerlerde duruyor. Neyse ki, bu gün daha başarılı sonuçlar elde ediyorum. :))))) 

Kebap türü şeylerin tereyağıyla buluşmasından oluşan lezzetlere çok düşkünüm. Dün hazırladığım akşam yemeği de bu düşkünlüğümün önderliğinde, fakat tamamen doğaçlama gelişen bir yemek oldu. Eve gidiş yolunda uğradığım ekmek fırınındaki taze pideleri acıkmış olan karnımın ve kabaran iştahımın etkisiyle kebabın altına dizdiğimi hayal ettim. Halbuki, buzdolabında kalan son patlıcanlar ziyan olmasınlar, biraz da özel bir şey olsun diye hünkar beğendi yapmayı düşünmüştüm. Eh hadi, eve gidince neler olacak  bakalım?!

Eve girdiğimde Şaban Abi (kayınbiraderim) ve Osman'ı salonda sohbet ederken bulunca, mutfağa girmeden önce kısa bir süre onlara katıldım. Ardından "yemekte ne var? ne zaman hazır olur?" gibi sorulara ve çocukların acıkmış ve bitkin şekilde mızıldanmalarına maruz kalmadan akşam yemeğini hazırlayabilmek üzere mutfağa daldım. Önce daha üç saat önce buzluktan çıkan ete, sonra patlıcanlara ve pidelere göz gezdirdim. Derken...

Ala! Neden olmasın? Klasik tatlara olan bağlılığımdan ayrılmadan, üzerinde biraz değişiklik yapabilirim. Böylece pidelerle hünkar beğendiyi kebap tadında bir araya getirdim. Bence tek kusuru, elimde yeterince patlıcan olmadığından, beğendisinin az olmadı oldu. Yine de ortaya çıkan sonuç beni ve herkesi memnun etti. Bundan sonra bu yemek, benim misafir sofralarımı da süsleyecek özel bir yemek olacak. Sizin de denemenizi öneririm. Pişman olmayacağınızı garanti ederek...

Mutlu ve güzel günler dilerim...

Malzemeler:
(Kebap için)
Bir kg dana kuşbaşı
1,5 su bardağı domates sosu
(veya 4 orta boy domates)
Bir orta boy soğan
Bir yemek kaşığı tereyağ
İki yemek kaşığı sıvıyağ
Bir çay kaşığı karabiber
Tuz

(Beğendi için)
6-8 patlıcan
Bir su bardağı süt
2 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
Bir yemek kaşığı tereyağ
6-8 sivri biber (asıl tarifte yok/isteğe bağlı)
Tuz

(Pideli taban için)
2 küçük tırnak pidesi veya bazlama
2 yemek kaşığı tereyağ

Yapılışı:
Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili KebapKebap için tüm malzemeleri düdüklü tencereye alın. Kapağını kapatarak, buhar çıkmaya başladığından itibaren kısık ateşte 20 dk pişirin. Ateşten alarak basıncın düşmesini bekleyin. Etler bu sırada pişmeye devam edecektir.

Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili KebapBu sırada fırınınızı 200°C'ye ayarlayarak önceden ısıtın. Patlıcanları bıçakla yer yer delerek fırına verin. İçi pişinceye kadar bir nevi közleyin. Fırından alın. Elinizi yakmayacak kadar soğuduğunda, diplerinden başlayarak kabuklarını soyun. Tahtanın üzerinde ince doğrayarak kenara alın.
Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili Kebap
Kullanacaksanız, biberleri temizleyip doğrayın. Bir kaşık sıvı yağda kavurun veya kızartın.

Beğendi için tereyağını eritin ve unu hafif sararıncaya kadar kaşıkla döndürerek kavurun. Sütü yavaş yavaş ekleyerek hızlıca çırpın. Göz göz olunca patlıcanları, tuzu ve kaşar peyniri ekleyip, peynir eriyinceye kadar karıştırın. Ateşten alın. İsterseniz biberleri de ekleyip bir kez daha karıştırın.

Pideleri bir parmak kalınlığında kareler şeklinde doğrayın. Erittiğiniz tereyağıyla, tava hala ateşin üzerindeyken harmanlayın. Kullanacağınız servis sunum kabının tabanına yayın. Sıcak fırının içinde hazır bekletin.

Düdüklü tencerenin kapağını açarak kontrol edin. Etlerin pişmiş ve içinden bir, bir buçuk bardak kadar su olması gerekir. Suyu fazlaysa, kapak açık olarak ateşte tıkırdatın.
Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili Kebap
Servis kabını fırından alıp pidelerin üzerine beğendiyi yayın. En üste sıcak kebabı döküp, onu da yayın. İşte "Sema Usulü Pide Üzeri Beğendili Kebap" hazır.

Afiyet olsun!
  





8 Kasım 2017 Çarşamba

Tereyağı Soslu Elmalı Kek

Tereyağ Soslu Elmalı KekUzun zamandır ailemizdeki hanımlarla bir araya gelemiyorduk. Hep birlikte gülüp eğlenmeyi çok özlemiştim. Türkiye'ye tatile gelen eltim Sevinç Abla hazır bendeyken, eşlerimiz de yokken, fırsatı değerlendirdik. Sevinç Abla'nın çok sık yaptığı elmalı keki yapmak istedim. Onun kullandığı tarif yanında olmayınca, hemen kısa bir araştırmayla bir tarif buluverdi. "Apple Dapple Cake" olarak adlandırılan kekin İngilizce tarifinin yer aldığı siteye buradan erişebilirsiniz. 

Birlikte yaptığımız ama daha çok Sevinç Abla'yla elinden çıkan kek, çayın yanında kapış kapış gitti. İçindeki yağ ve şeker oranının yüksekliği her ne kadar benim beslenme anlayışıma ters olsa da, lezzetinin beni bile baştan çıkardığını itiraf etmeliyim. İlk defa denemiş olduğum kekin içindeki yağ ve şeker miktarı yarıya, un miktarı ise 2,5 su bardağına düşürülebilir diye düşünüyorum. Bir dahakine bu şekilde denemek istiyorum ve "kilolara dikkat!" diyerek tarifi veriyorum. 

Tereyağ Soslu Elmalı KekMalzemeler:
(Kek hamuru için)
3 Yumurta
Bir su bardağı sıvıyağ
2 su bardağı toz şeker
3 su bardağı un
Bir paket vanilya
Bir çay kaşığı tuz
İki su bardağı küp doğranmış elma (kabuksuz)
Bir su bardağı doğranmış ceviz

(Sosu için)
Tereyağ Soslu Elmalı KekBir su bardağı tereyağ
Bir su bardağı esmer şeker
1/4 (dörtte bir) su bardağı süt

Yapılışı:
Kalıbınızı yağlayın. Fırınınızı 175°C'ye ayarlayıp ısıtmaya başlayın. Unu, tuzu ve kabartma tozunu birlikte eleyin. Yumurta, sıvıyağ, şeker ve vanilyayı birlikte 5 dk çırpın. Unlu karışımı ekleyip karıştırın. Son olarak doğranmış elmaları ve cevizleri ekleyip karın. Hazır olan kek hamurunu kalıba boşaltıp fırına verin.  Bir saat pişirin.

Keki çıkarmadan önce, pişmesine yakın, sos için gerekli tereyağ, esmer şeker ve sütü sos tenceresine alıp hazır bekletin. Keki çıkarmadan beş dk önce orta hararetli ateşte 3 dk, malzemeler eriyip karışana kadar, ara sıra karıştırarak pişirin. 3 dk sonunda ateşten alın.

Keki fırından çıkarın. Daha kalıptayken ve sıcakken bıçağı kenarında gezdirin, üzerine batırarak delikler açın. Sıcak sosun kalıptaki sıcak kekin üzerine dökün. Bir saat bu şekilde soğumaya bırakın. Soğuyunca kalıptan çıkarıp servis tabağına alın.

Afiyet olsun.



2 Kasım 2017 Perşembe

Kek Kalıbında Haşhaşlı Çörek

Kek kalıbında Haşhaşlı Çörek
Paskalya çöreğinin hamuru çok olunca, "kek kalıbında poğaça" modasına uyup bir kısmını da kek kalıbında haşhaşlı çörek yaptım. Hamur, içindeki mayadan ve yoğun yumurtadan dolayı zaten çok kabaran bir hamur. Bir de kek kalıbına girince, hacmi ilk hamurun neredeyse beş katı oldu. Paskalya hamurunun şekerli tadıyla haşhaşın beraberliğini çocuklar beğenmese de, sonuç benim hoşuma gitti. Bir dahaki sefer Annemin Kıymalı Poğaçasını denemek istiyorum.

Siz de istediğiniz çeşitte bir poğaça ya da açma hamurunu, hatta ekmek hamurunu dilediğiniz gibi işleyerek kek kalıbında pişirebilirsiniz. Her yandan ısı aldığı için biraz daha kabaran, içi daha yoğun poğaça ve ekmekler elde edebilirsiniz. 

Kek kalıbında Haşhaşlı Çörek
Kek kalıbında Haşhaşlı Çörek
Kek kalıbında Haşhaşlı Çörek
Kek kalıbında Haşhaşlı Çörek








1 Kasım 2017 Çarşamba

Tarçınlı Zencefilli Kıtır Bisküviler

Tarçınlı Zencefilli Kıtır Bisküviler

Malzemeler:
180 gr oda sıcaklığında tereyağ
Bir su bardağı toz şeker
Bir yemek kaşığı sirke
Bir yemek kaşığı yoğurt
1/2 paket kabartma tozu
Bir çay kaşığı zencefil
Bir çay kaşığı tarçın
2,5 su bardağı elenmiş un
Süslemek için pudra şekeri

Yapılışı:
Pudra şekeri hariç tüm malzemeyle çok yoğurmadan çarçabuk bir hamur elde edin. Üzeri örtülü olarak 15 dk dinlendirin.

Fırını 180°C'ye ayarlayıp ısıtın. Tepsinizi pişirme kağıdıyla kaplayın. Hamuru merdaneyle 3 cm kalınlığında açın. İstediğiniz kalıplarla keserek tepsiye dizin. 15 dk pişirin ve çıkarın. Soğuyunca pudra şekeriyle süsleyin. Kış gecelerinde sıcak içeceklerinizle zevkle tüketin.

Afiyet olsun.

Tarçınlı Zencefilli Kıtır Bisküviler

Tarçınlı Zencefilli Kıtır Bisküviler

Tarçınlı Zencefilli Kıtır Bisküviler



Erol Evgin - Tüm Bir Yaşam ( 1981 )



Son bir kaç gündür Erol Evgin dinliyorum. Rahmetli Çiğdem Talu'nun yazdığı sözler, Melih Kibar'ın notalarında hayat buluyor. Ortaya çıkan eşsiz duygularsa ancak Erol Evgin'in mükemmel sesinde böylesine ölümsüzleşebilir. Bu üçlünün yollarının kesişmesi tesadüf olamaz. Paylaşmak istedim.

Hepinize mutlu günler dilerim. Gönlünüzden sevgi eksik olmasın...


31 Ekim 2017 Salı

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği


Kabul edelim,hamur işini milletçe seviyoruz. Ama her çeşidini...Böyle olması da doğal. Neden? Çünkü buğdayın vatanı Anadolu. Her ne kadar bu gün tükettiğimiz buğdayın kromozomlarının değiştiği, gerçek buğdayın bu olmadığı bilinse de, bizim buğdaya bağlılığımız değişmedi. Kötü olan bugün tükettiğimiz buğdayın morfin gibi bağımlılık yaptığını ve sağlığımızı tehdit ettiğini duymak. Bu üzücü işte. Bu durumda hep gerçeğin peşinde mi koşacağız? Onu bırakın, bulamamak da var. 

Buğdayın öyküsünü, daha sonra geri dönmek üzere burada bırakıyorum. Uzun zamandır tarifi taslak olarak hazır olan paskalya çöreğini yapmaya nihayet hafta sonu fırsat bulabildim. Elimdeki tarifi tam uyguladığımda ortaya çok büyük hacimde bir hamur çıktı. Yarısıyla paskalya, yarısıyla da haşhaşlı çörek yaptım. Siz çok olur diyorsanız, ölçüleri yarıya indirebilirsiniz. Ya da tam ölçü kullanıp, fazla çörekleri buzlukta saklayabilirsiniz. İhtiyaç duyduğunuzda çıkarıp tüketebilirsiniz. Çözüldüklerinde aynı tazelikte olacaklardır.

Çok sevgilerimi gönderiyor ve bir an önce tarifime geçmek istiyorum.

Paskalya ÇöreğiMalzemeler (10 adet çörek için):
5 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı süt
10 su bardağı un
1 su bardağı toz şeker
1/4 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı tuz
Üzeri için bir yumurta sarısı
Doğranmış fındık, badem ya da antep fıstığı

Yapılışı:
Şekeri ılık sütün içinde eritin. Bira mayasını bunun içinde ezin. Yumurtalarla sıvı yağı da süte katarak elinizle karıştırın.

Paskalya ÇöreğiUnu tüm kuru malzemelerle birlikte iki kez eleyin. Bu kuru karışımı bir yandan sıvılara ekleyin, bir yandan da yoğurun. Ele yapışmayacak, yumuşak bir hamur elde edin. Üzeri kapalı olarak ılık ortamda mayalanmaya bırakın. Hamur kabarıp iki katı hacme ulaşınca bir kez daha yoğurun. Üzerini kapatarak tekrar mayalanmaya bırakın.

İkinci mayalanmada 2-3 kat hacme ulaştığınızda hamuru tezgah üzerine alın. Ezmeden, keskin bir mutfak aleti yardımıyla hamurunuzu 10 parçaya ayırın. Her bir parçayı tekrar üç parçaya ayırın.

Paskalya ÇöreğiKüçük parçaları elinizle, uçları ince, ortası daha kalın olacak şekilde elinizle şekillendirin. Üç parçayı uçlarından birleştirerek örün. Sonunda uçları elinizle sıkarak birleştirin. Örgü şeklini alan çöreklerinizi ağlanmış tepsiye dizin. Üzerine yumurta sarısı sürün. Fındık veya fıstıkla süsleyerek 15 dk da tepside mayalandırın.

Bu sırada fırınınızı 200°C'ye ayarlayın ve önceden ısıtın. Üçüncü kez tepside mayalanan poğaçalarınızı, sıcak fırına sürün. 15 dk kadar pişirin ve fırından alın.

Afiyet olsun.



Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği

Paskalya Çöreği